Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Mektup, eski edebiyat türlerinden biridir. Eldeki en eski örnekler, Mısır firavunlarının diplomatik mektupları (MÖ 15. – 14. yüzyıllar) ile Hitit krallarının Hattuşa (Boğazköy) arşivinde bulunan mektuplarıdır.
Batı edebiyatında mektup türünün ilk örneklerini, Yunan edebiyatında görürüz. Mektup, bir edebiyat türü olarak, özellikle Latin edebiyatında gelişip yaygınlaşmıştır. Bu alanda yazanların başlıcaları Cicero (MÖ 106 – 43) ; nazımla Horaitus (MÖ 65 – 8 )’dir Rönesans’tan bu yana Avrupa’da çeşitli ülkelerde bu türün yaygınlaştığı görülür. Özellikle Fransa’da mektup türü büyük gelişme göstermiştir.
Mektup türünün Türk edebiyatında epey uzun bir geçmişi vardır. Münşeatlarda ( Nesir halindeki yazıları bir araya toplanmasından meydana gelen eserlere denir.) resmi ve özel mektuplara geniş yer verilirdi. Fuzuli’nin Şikayetname’si ( 15. yy ) Divan edebiyatı döneminin ünlü mektubudur. Şinasi’ nin öncülüğünde başlayan düz anlatım akımı, mektuplarda da etkisini göstermiş; Tanzimat’tan bu yana yazılan özel mektuplarda yapmacıksız, doğal bir anlatım kullanılmıştır.
Mektubun bugünkü anlayışa uygun niteliğe ulaşması ise 16. yy’ dan sonradır. Bu dönemden itibaren Fransa, İtalya , İngiltere ve Almanya’da bu türün yaygınlaştığı görülmektedir. Mektup türünün ustaları da ancak 18. - 19. yüzyılda yetişmiştir. Fransa’da Mme de Sevigne, Voltaire, Rousseau bu türü çok kullanan sanatçılardır.
Mektup türü hikâye ve romanların yazımında da kullanılmıştır. Bazı sanatçılar daha etkili olur düşüncesiyle eserlerini mektup tarzında kaleme almışlardır. Örneğin J. J. Rousseau'nun Nouvelle Heloise, Gothe’ nin Genç Werther'in Istırapları, Balzac'ın Vadideki Zambak adlı eseri buna örnektir.
Türk edebiyatında mektup türünün geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. “Münşeat”larda özel ve resmî mektuplara çokça yer verilmiştir. Yalnız bunların dili çok süslü ve ağırdır. Münşeatlar yazarının adıyla anılmaktadır: “Münşeat-ı Feridun Bey”, “Münşeat-ı Kâni” gibi. Tanzimat’tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup göze çarpar. “Münşeat” adı verilen örnek mektup metinleri, bu dönemde kalıplaşmış bir biçimi olan mektup türünün yaşamasını sağlamıştır.
Tanzimat’tan sonra ilk ilgi çekici mektup örnekleri Akif Paşa’ya aittir ve bu mektuplar 1885’te yayımlanmıştır. Sonraki dönemlerde de ünlü kişilerin mektupları kitap halinde basılmıştır. Namık Kemal’in “Hususî Mektuplar”, Abdülhak Hâmid Tarhan’ın “Mektuplar”, Muallim Nâci’nin “Muhaberât ve Muhâverât” adlı eserleri bunlara örnek gösterilebilir.
Sonraki dönemlerde bazı sanatçılar ise mektuplardan oluşan romanlar hikâyeler, anılar, gezi yazıları kaleme almıştır. Halide Edip’in “Handan”; Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Mutallaka”, “Sevda Peşinde”; Reşat Nuri Güntekin’in “Bir Kadın Düşmanı” adlı romanları bunlar arasında sayılabilir. Ömer Seyfettin bazı hikâyelerini, Yakup Kadri Karaosmanoğlu “Bir Serencam”ı mektup tarzında kaleme almıştır.
Mektup tarzında yazılan gezi yazıları da vardır. Cenap Şehabettin’in “Hac Yolunda”, “Avrupa Mektupları”; Ahmet Rasim’in “ Romanya Mektupları” Falih Rıfkı'nın Londra Konferansı Mektupları anılan yerlere yapılan seyahat sonucunda yazılmışlardır.
Mektup tarzında yazılmış şiirler de vardır: Kemalettin Kamu’nun “İzmir Yolunda Son Mektup”, Orhan Veli’nin “Oktay’a Mektuplar” adlı eserleri bu şekilde yazılmıştır.
Bazı sanatçılar da değişik eserlerini mektuplar şeklinde kaleme almışlardır. Nurullah Ataç’ın “Okura Mektuplar” adlı deneme kitabı mektuplardan oluşmaktadır.
Cumhuriyet döneminde de bazı sanatçıların mektupları toplanarak kitap halinde yayımlanmıştır. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:
Ziya Gökalp : Limni ve Malta Mektupları
Ahmet Hamdi Tanpınar : Antalyalı Genç Bir Kıza Mektuplar
Cevat Şakir Kabaağaçlı: Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı
Nazım Hikmet: Kemal Tahir’e Hapishaneden Mektuplar
Ahmet Hamdi Tanpınar: Mektuplar
Cahit Sıtkı Tarancı: Ziya’ya Mektuplar
Tarih: 2016-03-02 01:57:17 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Mektubun Tarihi Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Batı edebiyatında mektup türünün ilk örneklerini, Yunan edebiyatında görürüz. Mektup, bir edebiyat türü olarak, özellikle Latin edebiyatında gelişip yaygınlaşmıştır. Bu alanda yazanların başlıcaları Cicero (MÖ 106 – 43) ; nazımla Horaitus (MÖ 65 – 8 )’dir Rönesans’tan bu yana Avrupa’da çeşitli ülkelerde bu türün yaygınlaştığı görülür. Özellikle Fransa’da mektup türü büyük gelişme göstermiştir.
Mektup türünün Türk edebiyatında epey uzun bir geçmişi vardır. Münşeatlarda ( Nesir halindeki yazıları bir araya toplanmasından meydana gelen eserlere denir.) resmi ve özel mektuplara geniş yer verilirdi. Fuzuli’nin Şikayetname’si ( 15. yy ) Divan edebiyatı döneminin ünlü mektubudur. Şinasi’ nin öncülüğünde başlayan düz anlatım akımı, mektuplarda da etkisini göstermiş; Tanzimat’tan bu yana yazılan özel mektuplarda yapmacıksız, doğal bir anlatım kullanılmıştır.
Mektubun bugünkü anlayışa uygun niteliğe ulaşması ise 16. yy’ dan sonradır. Bu dönemden itibaren Fransa, İtalya , İngiltere ve Almanya’da bu türün yaygınlaştığı görülmektedir. Mektup türünün ustaları da ancak 18. - 19. yüzyılda yetişmiştir. Fransa’da Mme de Sevigne, Voltaire, Rousseau bu türü çok kullanan sanatçılardır.
Mektup türü hikâye ve romanların yazımında da kullanılmıştır. Bazı sanatçılar daha etkili olur düşüncesiyle eserlerini mektup tarzında kaleme almışlardır. Örneğin J. J. Rousseau'nun Nouvelle Heloise, Gothe’ nin Genç Werther'in Istırapları, Balzac'ın Vadideki Zambak adlı eseri buna örnektir.
Türk Edebiyatında Mektup
Türk edebiyatında mektup türünün geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. “Münşeat”larda özel ve resmî mektuplara çokça yer verilmiştir. Yalnız bunların dili çok süslü ve ağırdır. Münşeatlar yazarının adıyla anılmaktadır: “Münşeat-ı Feridun Bey”, “Münşeat-ı Kâni” gibi. Tanzimat’tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup göze çarpar. “Münşeat” adı verilen örnek mektup metinleri, bu dönemde kalıplaşmış bir biçimi olan mektup türünün yaşamasını sağlamıştır.
Tanzimat’tan sonra ilk ilgi çekici mektup örnekleri Akif Paşa’ya aittir ve bu mektuplar 1885’te yayımlanmıştır. Sonraki dönemlerde de ünlü kişilerin mektupları kitap halinde basılmıştır. Namık Kemal’in “Hususî Mektuplar”, Abdülhak Hâmid Tarhan’ın “Mektuplar”, Muallim Nâci’nin “Muhaberât ve Muhâverât” adlı eserleri bunlara örnek gösterilebilir.
Sonraki dönemlerde bazı sanatçılar ise mektuplardan oluşan romanlar hikâyeler, anılar, gezi yazıları kaleme almıştır. Halide Edip’in “Handan”; Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın “Mutallaka”, “Sevda Peşinde”; Reşat Nuri Güntekin’in “Bir Kadın Düşmanı” adlı romanları bunlar arasında sayılabilir. Ömer Seyfettin bazı hikâyelerini, Yakup Kadri Karaosmanoğlu “Bir Serencam”ı mektup tarzında kaleme almıştır.
Mektup tarzında yazılan gezi yazıları da vardır. Cenap Şehabettin’in “Hac Yolunda”, “Avrupa Mektupları”; Ahmet Rasim’in “ Romanya Mektupları” Falih Rıfkı'nın Londra Konferansı Mektupları anılan yerlere yapılan seyahat sonucunda yazılmışlardır.
Mektup tarzında yazılmış şiirler de vardır: Kemalettin Kamu’nun “İzmir Yolunda Son Mektup”, Orhan Veli’nin “Oktay’a Mektuplar” adlı eserleri bu şekilde yazılmıştır.
Bazı sanatçılar da değişik eserlerini mektuplar şeklinde kaleme almışlardır. Nurullah Ataç’ın “Okura Mektuplar” adlı deneme kitabı mektuplardan oluşmaktadır.
Cumhuriyet döneminde de bazı sanatçıların mektupları toplanarak kitap halinde yayımlanmıştır. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir:
Ziya Gökalp : Limni ve Malta Mektupları
Ahmet Hamdi Tanpınar : Antalyalı Genç Bir Kıza Mektuplar
Cevat Şakir Kabaağaçlı: Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı
Nazım Hikmet: Kemal Tahir’e Hapishaneden Mektuplar
Ahmet Hamdi Tanpınar: Mektuplar
Cahit Sıtkı Tarancı: Ziya’ya Mektuplar
Tarih: 2016-03-02 01:57:17 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx